arı zehiri meme kanserini yeniyor mu?

"arı zehiri meme kanserini yeniyor mu?”

• Yeni bir çalışma bal arılarının meme kanseri ile mücadelede kullanılabilecek bir sırrı olabileceğini gösterdi.

• Çalışmada, belirli konsantrasyondaki bal arısı zehirinin sağlıklı hücrelere ciddi bir zarar vermeden kanser hücrelerini %100 oranında öldürebildiği bulundu.

• Fakat bununla birlikte bilim insanları KESİN konuşmak için henüz erken olduğunu ve çalışmanın insanlarda tekrarlanmasının daha zor olabileceğini de belirttiler.

Meme kanserinin çok tehlikeli bir formunun tedavisiyle ilgili anahtar bal arılarında olabilir mi?

Avustralya'da yapılan yeni bir araştırmada, şu anda çok az tedavi seçeneği bulunan bir meme kanseri türü olan üçlü negatif meme kanserinde bal arısı zehirinin kanser hücrelerini hızlı bir şekilde öldürdüğü bulundu.

Batı Avustralya Harry Perkins Tıp Araştırma Enstitüsü’nün yöneticisi Profesör Peter Klinken kurumun basın bülteninde "Bu bize doğadaki bileşiklerin insan hastalıklarını tedavi etmek için nerede kullanılabileceğinin bir başka harika örneğini gösteriyor" dedi.

08/09/2020’de "Nature Precision Oncology” web adresinde (https://www.nature.com/articles/s41698-020-00129-0 ) yayınlanan çalışma Batı Avustralya Üniversitesi ve Harry Perkins Tıp Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Ciara Duffy tarafından yürütüldü.

1950’li yıllarda, arı zehirinin bitkilerdeki tümörleri öldürdüğü gösterilmişti. Ayrıca melanoma gibi diğer kanser türlerinde de etkili olduğu belirlenmişti. Bununla birlikte Dr. Duffy yapılan basın açıklamasında, bal arısı zehirinin normal meme hücrelerinin yanı sıra her tür meme kanseri hücresine karşı da test edildiğini duyurdu.

Duffy ve ekibi, hem zehirin kendisini hem de zehirdeki melitin adı verilen bileşiğin sentetik bir versiyonunu test etti. Her ikisinin de üçlü negatif meme kanseri hücrelerine ve HER2 meme kanseri hücrelerine karşı etkili olduğunu buldular.

Aslında belirli bir konsantrasyondaki bal arısı zehiri, sağlıklı hücrelere ciddi şekilde zarar vermeden kanser hücrelerinin yüzde 100'ünü öldürebilir.

Dr. Duffy "arı zehiri son derece etkiliydi” dedi.

Dr. Duffy Australia's ABC News’e "melitinin” nasıl çalıştığını şu şekilde açıkladı;

"Melitin kanser hücrelerinin yüzeyine veya plazma zarına girip delikler veya gözenekler oluşturuyor ve bu şekilde kanser hücrelerinin ölmesine neden oluyor” .

Araştırmacılar ayrıca, melitinin kanser hücrelerinin çoğalması ve büyümesi için gerekli olan mesajlaşma sistemine müdahale ettiğini de buldu.

Aslında Melitinin kanser hücrelerinde delikler açması, mevcut kemoterapilerde gerçekleşenle eşleştirilebilir, orada da hücrelerde açılan oyuklardan girip kanser hücrelerinin öldürülmesi amaçlanıyor. Dr Duffy, bu tedavi stratejisinin farelerde tümörleri küçültmek için çalıştığını buldu.

Tüm bu sonuçlara rağmen diğer bilim insanları, kanseri laboratuvarda öldürmekle insanda kanseri başarılı bir şekilde tedavi etmek arasında çok büyük bir fark olduğunu belirttiler ve bu konuda uyardılar.

Örneğin Sydney'deki Garvan Tıbbi Araştırma Enstitüsü'nde Doç Dr Alex Swarbrick BBC News'e "henüz çok erken" olduğunu söyledi.

Swarbrick ayrıca "birçok bileşik laboratuvarda veya bir farede meme kanseri hücresini öldürebilir, fakat bu keşiflerden, keşiflerin pratikte kullanılmasına kadar çok uzun bir yol var” dedi.

Dr. Duffy de melitinin tedavi için insanlarda kullanılmasından önce daha fazla bilimsel çalışma yapılması görüşüne katıldığını bildirdi.

Dr. Duffy ABC News’e "Melitinin vücuda nasıl verileceği ile ilgili prosedürlerin, maksimum dozların ve toksisite etkilerinin belirlenmesi için önlerinde uzun bir yol olduğunu” söyledi.

Dr. Duffy çalışma için İngiltere, İrlanda ve Batı Avustralya'nın Perth kentindeki 312 bal arısı ve bombus arısından zehir topladı.

Yine Dr. Duffy "Perth arıları dünyadaki en sağlıklı arılardandır" dedi.

Son olarak Dr Duffy çalışmasında, farklı ülkelerden olan bal arılarının zehirlerinin kanser üzerinde farklı bir etki göstermediğini, fakat bombus arılarının zehirinin kanser üzerinde bir etkisinin olmadığını da buldu .

(Haber CİVAN ARICILIK tarafından tercüme edilmiştir, 28/09/2020)